KARANTİNA DÜNLÜKLERİ

   
   Sıradan bir karantina gününde, kahvaltı yapma ve rutin işler bittikten sonra ne yapsam diye düşünürken kahvemi içip yeni bir şeyler yazma derdine düşmüştüm. Sıcak su torbamın bile artık ısıtmadığı günler yaşıyordum. Kaptım bilgisayarımı oturdum mutfak masasına;

   Herkese mutfaktan merhaba. 

   Can sıkıntılarımızın ayyuka çıktığı, artık ekmek yapmaktan da bıktığımız ama bazılarımızın da çalışmak için dışarıya çıkmak zorunda olduğu günlerimiz hızla akıp gidiyordu. Dip boyalarımız gelmiş, röflelerimiz çenemize kadar inmiş ekmek yapma aşamasından kuaför olma aşamasına hızla geçiş yapmıştık. 

   Ben yine de mutfak işinde başarılı olmanın peşine düşmüştüm. Yenilen pehlivan güreşe doymaz misali her yaptığım denemeden sonra ısrarla yenisini deneyip anneme tattırmaya devam ediyordum. Midesinin dili olsa da konuşsa demeyi gerçekten çok isterdim ama konuşunca söyleyeceklerini kaldırabileceğimi pek sanmıyordum :)

    Bir kaç denemeden sonra başarılı olduğum şey un helvası olmuştu. Bu duruma sevinmeli miydim üzülmeli miydim bilmiyorum. Un helvası bana hep ölümleri hatırlatır. Hele de böyle zor günler geçirdiğimiz bir zaman dilimi içinde un helvası yapmayı başarmak biraz içimi burkmuştu doğrusu. 

    Tabii yeni hobiler de edinmeye başlamıştım. En sevdiğim içecek olan kahvenin fotoğrafçılığına merak salmamam kahveye haksızlık olurdu. Kusur kalmamalıydım. Gün içinde veya sabah uyanınca Kadıköy'e gider gibi hazırlanıp, kahvemi yaparak balkonda oturup cafede oturuyor hayaline kapılan da bir tek ben değildim pek tabii. 
   
     Konu kahve olunca olayı biraz abartmıştım. Mesela gittiğim cafelerde Türk Kahvesi'nden sonra en çok tercih ettiğim Cold Brew kahveyi evde kendim demledim. 
Bol köpüklü soğuk sütlü kahvenin de hatırı kalmasın diye onu da aradan çıkardım. Şimdi sırada diğer kahve denemeleri var. 

Karantinadan ''Barista'' olarak çıkmak üzereydim, yine tutmasınlardı beni !

    Aslında evde kalınan zamanlar normal şartlarda kendini geliştirmek, farklı bir hobi edinmek, aynı evde yaşadığın halde zaman ayıramadığın ailene daha çok zaman ayırmak için güzel fırsatlardı.

   Yaşadığımız günlerin değerini, sevdiklerimizle bir araya gelerek geçirdiğimiz güzel dakikaların önemini, bilmediğin bir yerde tanımadığın bir insana yardım etmenin, yardımlaşmayı, yediğimiz her lokmanın, içtiğimiz her yudum suyun güzelliğini, en önemlisi de sağlığımızın değerini daha iyi anlamamıza neden olmuştu. Her şerde bir hayır var dedikleri yoksa bu muydu?

     Sağlıkla başladığımız her yeni gün için hayata teşekkür ederek sonlandırıyorum yazımı. 
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere; sağlıkla kalın. Sosyal mesafenizi koruyun.

Sevgiler...

    


   
   

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NİSAN GELMİŞ HOŞ GELMİŞ

CAN SIKINTISI

HOŞ GEL YENİ YIL :))