KURABİYEDEN SONBAHAR
Tadını
çıkaramadığım yaz mevsimine veda ederken önümüzdeki yazın hayalini kuran ben,
bu sefer de salon masasından yazıyorum size;
İçerik üretmenin verdiği ufak çaplı bir
huzursuzluk ve kafamda oluşan onlarca konuşma baloncuğuyla bugün de aksam ettikten
sonra aldım bilgisayarı elime, bakın şu Yamuk Prenses’in haline..
Corona virüsün 1. Dalga ikinci piki
Sabrın sonu selamettir diyerek tedbiri elden
bırakmadan devam ediyorduk.
Bana gelecek olursak; ameliyat sonrası hızlı
bir iyileşme sürecine girmiştim ve yeni hayatıma adapte olmaya çalışıyordum,
kısmet olur da görebilirsek önümüzdeki yaz tatili için planlar yapmaya başlamıştım
bile. Önce nereye gideceğimi, sonra
valizime neler koyacağımı, günlük elbise ayakkabı kombin sayısını, yeni
alınacak rujların rengini düşünüp teselli buluyor sonra da bir kenara oturup bu
hevesimin geçmesini bekliyordum.
Yaz tatili hayalinden arta kalan zamanlarda ise
kendimi yine mutfağa adamış, yapıp yapıp hayal kırıklığı yaşamaya devam
ediyordum. Yemek yapmayı beceremiyordum belki ama patisserie konusunda içimde
bir şef yatıyor olabilirdi. Bunu en son yaptığım un kurabiyelerini annem tadına
bakıp beğendiğinde anlamıştım. Unlu mamüller konusunu biraz daha tecrübe
etmeli, bir sonraki kurabiyenin planlarını şimdiden yapmaya başlamalıydım. Hmm…
Neden olmasındı ki? Belki de bu sonbahar kurabiyeden bir sonbahar olacaktı kim
bilir?
Salon masasında Corona ile başlayıp, yatağımın üzerinde kurabiyeye bağlayarak devam
ettiğim bu yazımda her işin başı sağlık diyerek
şimdilik ayrılıyorum aranızdan. Bir sonraki yazının konusu ne olur bilmem ama
kurabiyesinin elmalı kurabiye olmasını planlamaktayım.. Hadi bakalım hayırlısı.
Sevgiler..
Yorumlar
Yorum Gönder